
İstanbul Boğazı'nın demirbaşlarından biri olan Boğaziçi Köprüsü'nü yürüyerek geçmek, üstünde dilediğin kadar boğaz-köprü manzaralı resim çekmek hayal gibi gözükse de Avrasya Maratonu ile mümkün;) Eeee fırsat bu fırsat, yaptırdık kayıtlarımızı.

Koşu, Feshane'ye uzayan bir telaşla başladı bizim için. Çiplerin nerden nasıl alınacağını hiç takip etmediğimiz için, maratona bir gece önce başlayarak Feshane'de aldık soluğu. Saat 21:30 da bir biz vardık bir de fuar standlarını toplayan çalışanlar. Son düzlükte yaptığımız bu atakla çiplerimizi ve Ata Demirer'i ortalama maraton koşucusu şablonu kabul ederek hazırlanmış olan L beden T-shirtlerimizi aldık ve tuttuk evin yolunu. Yağmurlu Pazar sabahına uyandığımız Ümraniye, soldan soldan "boşver koşuyu, uyu gitsin, ne işin var" diyordu. Şimdi uyusam bir sene daha bekle durrrr. Sağ taraftan yaklaşan sözü dinledik. Sandiviçler hazır mı, hazır. Giy t-shirtleri. Çipleri kontrol et, doğru Altunizade Köprüsü'ne. Saat sabahın 9:15'i. Boğaz Köprüsüne giden yol en kalabalık günlerinden birini yaşıyor. Her yer "Halk".
Vakti geldi, Halk Koşusu başlıyorrr. Gerçi Start noktasına gitmek bile 20 dakikamızı aldı ama buna değer.

Sabit bir kalabalık var köprü üstünde, yaklaştıkça nedenini anlıyor insan. Bu nasıl heybet, nasıl güzellik, manzara. Soluna bakıyorsun gözünün alabildiği kadar İstanbul; Kız Kulesi, Sultan Ahmet, Topkapı Sarayı, Dolmabahçe Sarayı, Çırağan Sarayı ve değerli taşlarla süslü köprünün göğsüne konmuş Ortaköy Mecidiye Cami, sağına bakıyorsun

gözünün alabildiği kadar İstanbul; Galatasaray Adası, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü, Kuleli ve köprünün yakasındaki danteli andıran Beylerbeyi Sarayı. Bir açan bir kapanan her karesinden başka mevsimleri, başka duyguları yaşatan bu dakikalar "Avrupa Kıtasına Hoşgeldiniz" ile bambaşka bir boyut kazanıyor. Hedef Beşiktaş İnönü Stadyumu. Ne büyük zevk, trafiğinden ötürü bir yerden bir yere gidilemeyen Barbaros Bulvarı'nın ortasından elini kolunu sallaya sallaya gezmek.

Dolmabahçe'nin heybetli ağaçları altındaki kırmızı halıdan geçip, FINISH çizgisinde çipini öttürmek. Netice de 752 çipli katılımcı arasından 691 ve 692. sıraları kaptık:) Bitmedi, aldık madalyamızı, sertifikamızı doğru menemen yemeye. Kolay mı 8 km koşmuşsun, pardon yürümüşsün :)
0 yorum:
Yorum Gönder